Polonya’da Eski İçişleri Bakanı ve Yardımcısı Gözaltına Alındı

Tarık Demirkan

Budapeşte

Eski Polonya İçişleri Bakanı Mariusz Kaminski ve Bakan Yardımcısı Manciej Wasik dün gece Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gözaltına alındı.

Polonya Emniyet Müdürlüğü Sözcüsü, Kaminski ve Wasik’in “yolsuzluğa azmettirmek” ve “görevi kötüye kullanmak” suçlamalarıyla 2’şer yıl hapis cezasına çarptırıldığını ve bu nedenle gözaltına alındıklarını açıkladı.

Ancak gözaltıların, polisin Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na girerek gerçekleşmesi ve iki isim hakkında daha önce Cumhurbaşkanı Andrzej Duda’nın af kararı alması yaşananların sıradan bir olay olmadığını gösteriyor.

Gözaltılar neden ve nasıl gerçekleşti?

Geçtiğimiz yıllarda Polonya’da muhafazakar Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) iktidarı döneminde, hükümetin pek çok toplumsal kurumda olduğu gibi, yargı kurumları ve mahkemeler üzerinde de siyasi baskı ortamı yaratmaya çalıştığı iddiaları vardı.

Bu iddialardan biri de İçişleri Bakanlığı düzeyinde yürütülen yolsuzluklarla mücadelenin aslında o dönemin muhalefeti üzerinde siyasi bir baskı aracı olarak kullanıldığıydı.

Mariusz Kaminski ve yardımcısı Manciej Wasik hakkındaki iddialar daha sonra mahkemelerde de ele alındı ve geçmişi 2007 yılına kadar giden soruşturma sonucunda iki eski siyasetçi geçen yıl 2’şer yıl hapis cezasına mahkum edildi.

Ancak geçmiş dönemde iktidarda olan PiS üyesi Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, yetkisini kullanarak iki eski siyasetçi için af çıkardı.

Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılan af, yasal prosedür tam olarak yerine getirilmediği için hükümet tarafından tanınmadı çünkü af çıkarıldığında iki siyasetçi hakkında verilen hapis cezası henüz üst mahkeme tarafından onaylanmamış, yani yasal olarak kesinleşmemişti.

Polonya’da 15 Ekim’de yapılan genel seçim sonrası yeniden başbakan olan Donald Tusk, kampanyasında geçmiş dönemin tüm hukuksuz uygulamalarının arkasındaki isimlerden hesap sormayı vadetmişti.

Hükümet yetkilileri, bu nedenle Kaminski ve Wasik’in gözaltına alınacaklarını açıklamıştı.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na polis baskını

Salı sabahı Varşova polisi iki eski bürokratı konutlarında gözaltına almak istedi ancak siyasetçiler bir daveti gerekçe göstererek Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gitmişlerdi.

Hatta eski içişleri bakanı ve yardımcısı, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda bir basın toplantısı da yaparak saklanmadıklarını, resmi bir davete katıldıklarını, eğer gözaltına alınacak olurlarsa bunun siyasi bir karar olacağını söylediler ve daha sonra polisin giremeyeceğini düşündükleri saraya geri döndüler.

Gergin bekleme akşam saatlerine kadar devam etti. Başbakan Donald Tusk da öğleden sonra bir basın toplantısı düzenledi, Cumhurbaşkanı Duda’yı, “siyasi manevralara alet olmakla” suçladı ve yargı kararının uygulanacağını söyledi.

Tusk, “haklarında mahkeme kararı olan kişilere yardım ve yataklığın da suç olduğunu” söyleyerek Duda’yı uyardı.

Sonunda eski bakan ve yardımcısı akşam saatlerinde cumhurbaşkanının resmi konuğu Belarus muhalefet lideri Svetlana Tikhanovskaya ile bir program nedeniyle sarayı terk ettiği saatlerde Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na giren polis ekiplerince gözaltına alındılar.

Gözaltı haberi, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Grazyna Ignaczak Bandych tarafından duyuruldu. Eski başbakan Mateusz Morawiecki gelişmeleri “Polonya’da artık siyasi tutuklular var” diye yorumlarken, yeni hükümetin içişleri bakanı Marcin Kierwinski ise X (eski Twitter) hesabından “Yasalar önünde artık herkes eşit” yorumunu yaptı.

İktidar savaşları kızıyor

Gözlemciler Polonya’da iki eski hükümet üyesinin gözaltına alınmasını, 2015 yılından bu yana iktidarda olan Jaroslaw Kaczynski liderliğindeki muhafazakar milliyetçi PİS’in son seçimler sonrası iktidarı kaybetmesinden bu yana süren iktidar savaşlarının bir parçası olduğu yorumlarını yapıyorlar.

Jaroslaw Kaczynski hükümeti döneminde Polonya’da hukuk devleti kurallarının ihlal edildiği iddiaları ülkenin de üyesi olduğu Avrupa Birliği tarafından da kabul görmüş ve Varşova’ya yaptırımlar uygulanmıştı.

2023 yılında gerçekleşen seçimlerde eski başbakanlardan ve bir dönem Avrupa Birliği Konseyi Başkanı da olan sosyal demokrat siyasetçi Donald Tusk, “Polonya’daki tüm hukuk dışı uygulamalardan hesap sorulacak” vaadiyle muhalefeti birleştirmiş ve seçimler sonrası hükümeti kurmayı başarmıştı.

Tusk hükümeti ilk olarak önceki muhafazakâr hükümet tarafından “yargı reformu” adı altında başlatılan mahkemeleri siyasallaştıran girişimleri durdurmuş, daha sonra da geçmiş dönemde hükümetin propaganda kurumuna dönüşen Polonya Radyo Televizyonu Kurumu’nun yönetimini bir gecede görevden almıştı.

Tusk hükümetinin eski dönemde gündeme gelen yolsuzlukların üzerine gitmek, yargı mekanizmasının siyasallaşmasını önlemek ve ülke medyasını bağımsız hale getirmek için yeni adımlar atması da bekleniyor.

Ancak yeni hükümetin radikal uygulamaları karşısında demokrasi yanlısı bağımsız kuruluşlar da temkinli olma çağrıları yapıyor.

Helsinki İnsan Hakları Vakfı temsilcileri, PiS yönetimi döneminde Polonya’da devlet medyasının “propagandanın sözcüsü” haline geldiğini ve bu nedenle de bu alanda acil reformun kaçınılmaz olduğunu ancak hükümetin adımlarının ciddi şüphelere yol açtığını vurgulamıştı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir